Pazartesi, Nisan 27, 2020

Bir Metin Nasıl Korunur?

Bir kaç yüz sayfalık bir metnin asırlarca değişmeden kalması olağan bir durum değildir. Yazarı hayatta ise, ilk yazdıklarını beğenmez, sürekli daha iyisini yazmaya çalışır. Yazarı öldükten sonra metin hâlâ yaşıyorsa, bu sefer metni kopyalayanlar değiştirir. Asıl metne sadakati bozmanın üç sebebi olabilir: a) Hafıza ya da okuma hatası ile, b) Daha iyisini yapıyorum zannı ile, c) Tahrif etmek niyeti ile. Sebep ne olursa olsun, bildiğimiz bütün edebi ve tarihi metinler bu değişimden kurtulamamış. Tek istisna Kuran-ı Kerim:

15:9 Doğrusu Kitâbı Biz indirdik, koruyucusu elbette Biziz.

Metnin muhafazasının, yani asırlarca korunmasının ne kadar zor olduğunu özellikle benzer ayet çiftlerinde okuyoruz. Aşağıda verilen dört çift ayet, konuyu anlatan örneklerden ibaret. Bunlar gibi çok benzerlik bulunabilir.

1. Aynı anlamda iki kelime. Bu örnekte ersil ve ib'as, ikisi de "gönder" anlamında. Lakin A'raf suresinde biri kullanılırken, Şu'ara suresinde diğer kelime var. Hafızlar iki ayeti karıştırmadan doğru kelime ile okumak zorundalar.


2. Kelime sırası farklı. En'am suresinde la'iben ve lehven, A'raf suresinde lehven ve la'iben.


3. İmlâ farklı. Daha önce çalıştığımız likeylâ Nahl suresinde iki kelime olarak yazılırken, Hacc suresinde aynı ifade içindeki boşluk silinir ve tek kelime kalır. Bu örneği zorlaştıran ikinci fark, min kelimesi bir ayette var, diğerinde yok.


4. Okunuş ve anlam aynı, yazım farklı. Neml suresinde fazladan bir harfi var, kırâati ve mânâyı değiştirmediği halde mushaflarda muhafaza edilmiş.


Bir de korunmamış kitap örneği ile konuyu açıklamak isterim. Aslında, bunun için örnek gerekmez, çünkü tahrif istisna değil kuraldır. İstisna olan korunmuşluk, sadece bir Kitab için geçerli.

Mesnevi'deki tahrifin hikayesi, daha ilk satırda hikaye kelimesiyle başlıyor:
bişnev in ney çun hikâyet mîkuned

Aslına uygun olan metnin yukarıdaki gibi olduğu söylenirken, basılı kitapların ve web sayfalarının çoğunda muharref metni okuyoruz:
bişnev ez ney çun şikâyet mîkuned

Değişiklik yalnız bundan ibaret değil. 20 bin beyit içinde, sonradan eklenen, çıkarılan, değiştirilen çok örnek bulunabilir ki hepsi tahrif sayılır. Hemen eklemeliyim, bu zaaf Mesnevi'ye has değil, insan tabiatının bir gereği olarak bütün yazılı metinlerde gözlenebilir. İlahi koruma yoksa her metin tahrife açıktır.

Cumartesi, Nisan 25, 2020

Korunmuş Yazım Farkları

Nimet, Sunnet, Rahmet

Bu üç kelimenin anlamına değil yazılışına bakalım. Üç kelimenin de son sesi olan T, köküne ait değil. Müennes te'si, çoğu zaman çift noktalı he ile yazlıyor. Bazan ama normal te'ye dönüşüyor. Nimet kelimesi ile başlayalım:
uzkurû ni'me  ve  bini'me


Yukarıda ni'metallah tamlamasının iki farklı yazılışı görülüyor, şeklin altında ise bini'metillah. Özellikle aşağıdaki Nahl suresi örneği önemli, çünkü ardarda iki ayette bir öyle bir böyle yazılmış fark ve aynen korunmuş.

Sunnet kelimesi için de benzeri bir tablomuz var:
lisunneti  ve  sunnetul-evvelin

Üstte lisunnetillah tamlamasının iki farklı yazılışı görülüyor, şeklin altında ise özne halinde sunnetul-evvelîn. "Neden böyle yazılır, ne anlamı var?" sorularına hiç girmeden, korunmuş ilginç ayrıntılar olarak kaydediyoruz. Rahmet kelimesi için de benzeri farklar var, ama bu kelime çok sayıda geçtiği için örneklere dahil edilmedi.

Sin mi Sad mı?

Kökünde sin harfinden sonra kalın gelen iki kelimenin imlasında sin sad'a dönüşebiliyor. Birinde harfin okunuşu değişmezken diğerinde ses kalınlaşıyor:
besta  ve  musaytir

İlk kelimenin kökü bâ-sin-tâ: Biri hariç bütün türevlerinde (yebsutu, bâsit, mebsûta) sin harfi ve sesi değişmiyor. Söz konusu besta kelimesi iki kere geçiyor, ses olarak ikisi de sin, ama yazıda biri sad'a dönüşüyor.

Diğer kelimenin kökü sin-tâ-râ: Biri hariç bütün türevlerinde (esâtir, yesturu, mestûr) sin harfi ve sesi değişmiyor. Söz konusu musaytir kelimesi iki kere geçiyor, hem ses hem yazı olarak ikisi de sad'a dönüşüyor. Korunmuşluğun ayrıntıları beklenmedik bir karmaşıklık gösteriyor.

Cuma, Nisan 24, 2020

"hu" mu, "hâ" mı?

Kitab'ın korunmuşluğuna üç örnek olarak, aynı şeyi söyleyen ayet çiftlerinde kullanılan farklı zamirlere bakalım. Bu amaç için, "o, onu, onun" anlamındaki iki zamiri tanımak yeterli:
hu -- müzekker (eril)
-- müennes (dişil)

Mesela sahabeden söz ederken bu farkı gözeterek Hz Ebubekir için "radiyallahu 'anhu", Hz Aişe için "radiyallahu 'anhâ" deriz. Arada sadece bir elif farkı var.

İlk örneğimiz "sizi sularız, size içiririz" anlamındaki nusqîkum kelimesi, hayvanlardan aldığımız sütü anlatıyor. "Karınlarından" derken kullanılan zamirlerin biri müzekker butûnihi, diğeri müennes butûnihâ:
https://okuyun.github.io/Kuran/#b=nsqykm


İkinci örnek "öğüt" anlamına gelen tezkiratun. Kendisi müennes olan bu kelime, aslında Kur'an için kullanılıyor. Buna işaret eden zamir ise iki yerde müzekker innehû, iki yerde müennes hâzihî ("bu" anlamında işaret zamiri), bir yerde de müennes innehâ:
https://okuyun.github.io/Kuran/#b=ta*okirapN


Son olarak, Hz İsa'nın babasız yaratılışını hatırlatan iki ayette "üfledik" anlamında nefahnâ. Bu kelimeden sonra gelen zamirlerin biri müennes fîhâ, diğeri müzekker fîhi:
https://okuyun.github.io/Kuran/#b=nfxnA


Burada vurgulanan farkların, ayetin anlamını değiştirmediği çok açık. Peki neden böyle bir titizlik gerekiyor? Çünkü mesajın aslı öyle, harfler aslına uygun korunmuş.

Cumartesi, Nisan 11, 2020

Bir Elif Farkı

Subhâne bilmecesinin çözümü, Yüce Kitabımızın ilahi korunmuşluğuna ilginç bir örnek. Bu kelimeyi Mucem yazılımı 41 kere, Finder ise 40 kere buluyor. Bilmece şuydu: Finder'da hangi ayet eksik? Neden?

İki yazılımın verdiği listeleri kıyaslayınca İsra suresinin 17:93 ayeti bulunuyor. Peki neden? İkinci hecenin uzun A sesi, bu ayette elif ile gösterilmiş, standart yazımda ise elif değil çekme işareti var. Yani kelime aynı, okunuşu da aynı. Sadece bir elifin yazılışında fark var. Türkçede subhane ve subhâne arasındaki fark gibi... Uzatma işaretini koysak da koymasak da bu A uzun okunur, iki yazım da doğrudur.

Ülkemizdeki mushaflarda bu farkın muhafaza edilmediğini gözledim. Hepsi elif ile yazılmış. Umreden gelenlerin getirdiği Medine mushaflarında farkı açıkça göreceksiniz. Yukarıdaki resmi iki ayrı web sitesinden derledim.

Peki ne önemi var? Anlam değişmediği halde, bir elifin gösterimindeki farklar bile korunmuş. Demek ki bir hikmeti var... Katiplerin hatası deyip çıkmak pek kolay değil, çünkü aynı surede bir kaç sayfa öncesinde (43.ayet) ve iki sayfa sonrasında (108. ayet) bu kelime standarda uygun yazılmış, sadece bu ayette farklı olduğu için Finder onu bulamadı:

Üstelik tek örnek bu değil. İbrahim kelimesi (Türkçe farklı yazımları olduğu gibi) Medine mushaflarında iki türlü yazılmış. Standart yazımda yâ harfi açıkça yazılırken, Bakara suresinde çekme işaretiyle gösterilmiş:

Hızlıca okuyup geçtiğimiz mushaflarda bunun gibi nice ayrıntı korunmuş ve kıyamete kadar korunacak. Bunu insanlar yapabilir miydi?


Perşembe, Nisan 09, 2020

Bir bilmece -- subhâne

Iqra yazılımı geliştikçe Kerim Kitabımızda arama yapmak kolaylaşıyor. 35 yıl kadar önce, bilgisayarda Kuran okumak henüz bir hayal iken, subhâne kelimesini araştırmak bir tam gün sürmüştü. Her kelimenin hangi ayetlerde geçtiğini endeksleyen Mucem kitaplarını kullanıyorduk o zaman. Şimdi sonuçlar saniyede çıkıyor. İşte linkler ve resimleri:

Mucem
Bu link sin-bâ-Hâ kökünden türeyen kelimelerin 92 kere kullanıldığını gösteriyor. Sol üst köşedeki Liste düğmesi ile, bu kökün türevlerine erişin. Şimdi subhâne kelimesini seçerek şu listeye ulaşın:


Finder
Bu link subhâne kelimesinin aynen geçtiği 40 ayeti gösteriyor.



Bilmece
Iqra yazılımının iki modülünden Mucem 41 derken Finder 40 ayet buldu. Neden iki sayı farklı?

Hayır yazılım hatası değil! Kitabın korunmuşluğunun çok ince bir göstergesi. Cevabını bulursanız yorumlara yazabilirsiniz. Verdiğim resimlerde hiçbir ipucu yok. Farkı bulmak için iki listedeki ayetleri tek tek kıyaslamak gerekiyor.


Corpus
http://corpus.quran.com/qurandictionary.jsp?q=sbH
"Bilgisayarda Mucem" projesini başlatan ve Iqra yazılımının verilerini sağlayan Corpus sayfasında da 41 sayısı çıkıyor. Finder'da hangi ayet eksik? Neden?