Cumartesi, Mayıs 21, 2022

Hakikaten Korunmuş

Hayatımıza anlam veren "Dünyaya neden geldik" sorusunun cevabını üç muarriften öğreniyoruz, onlar bize Rabbimizi tanıtıyor. Bu tanıtıcıların söylediklerini red veya kabul etmek iman konusu... Lakin birini kabul edip diğerlerini reddetmek mümkün değil, çünkü üçü de aynı Yaratıcıyı anlatıyor.

• Birisi şu kitab-ı kâinat,

Şu evren ya kendiliğinden, rastgele olmuştur...
... ya da ortaksız bir Yaratan'ın sanat eseridir

• Birisi Hâtemü'l-Enbiyâ, salât ve selâm ona

Muhammed Mustafa ya en büyük yalancıdır...
... ya da çağlar üstü, en büyük hakikat rehberidir

• Birisi de Kur'ân-ı Azîmüşşandır

Kuran-ı Kerim ya dünyanın en adi uydurmasıdır...
... ya da hidayete ulaştıran muhteşem bir sözdür

Tanıtıcıların her biri için ikişer açıklama var, soldaki ateist yorumu, sağdaki İslam inancını dile getiriyor. Bu ikisinden başka, ortada bir yol yoktur. Ortada bir yol tutmak isteyen, ya inkara ya da imana ulaşacaktır bir miktar tefekkür ile...

Ortada kalmanın tutarlı bir mantığını göremiyorum. Şöyle ki:

Evrenin bir kısmı sanat bir kısmı rastgele olamaz. Mesela, içimizdeki muhteşem sanatın bir kitabı olan DNA şifresinin henüz ancak harflerini tanıyoruz. Bu kitaba tesadüf karışsaydı ortada sanat kalır mıydı? Dışımızda ve içimizde gizlenmiş ilâhi mesajları insanlık birer birer anlayacak:
41:53 Onlara ufuklardaki ve nefislerindeki ayetlerimizi göstereceğiz ki onun (Kuran’ın) hakikati apaçık olsun.
okuyun.github.io/Kuran/#v=41:53

Muhammed Mustafa biraz doğrucu biraz yalancı olamaz. "Akıllı bir adamdı, büyük devrimler yaptı" sözü onun çağlar üstü etkilerini açıklamaktan çok uzak kalıyor. Din adına ne yaptıysa ilâhi yardımla yaptı, Allah adına ne söylediyse vahiyle söyledi. Başından geçen onca musibet ve suikastten ilâhi koruma ile kurtuldu:
5:67 Allah seni insanlardan korur.
okuyun.github.io/Kuran/#v=5:67

Kuran'ın birazı vahiy, birazı uydurma olamaz. "Güzel şeyler var içinde ..." diye başlayan bir yorum, Kitabın her düzeyden insana hidayet vermesini açıklamıyor. 1400 senedir onun benzerini yapmak ya da bir harfini değiştirmek mümkün olmadı. Başından geçen sayısız suikastten ilâhi koruma ile kurtuldu:
15:9 Doğrusu Zikri Biz indirdik, onun koruyucusu elbette Biziz.
okuyun.github.io/Kuran/#v=15:9


Kuran-ı Kerim ayetlerinin hangi düzeyde korunmuş olduğunu aşağıdaki iki örnekte görebilirsiniz.

yebneumme -- Ey anamoğlu

Hz Musa Tur Dağında ilâhi kelâma muhatap olduktan sonra elinde On Emir levhası ile kavmine döndüğünde korkunç bir manzara gördü. İsrailoğulları bir buzağı heykelini tanrı edinmiş ona tapıyordu! Yerine vekil bıraktığı kardeşi Harun'un sakalından tutup çekiştirdi ve açıklama istedi. Kitabımızda iki yerde anlatılan bu olayda Hz Harun'un cevabındaki hitap ilginç. Birinde "annemin oğlu" iki kelime, diğerinde tek kelime: "Ey anamoğlu".

ebne umme #b=Abn%20<m

Ne fark eder? Hiç... Çünkü okunuşu da, anlamı da aynı. Ama imladaki küçük ayrıntı aynen korunmuş. A'râf suresinde iki kelimeyi bir boşluk ayırırken, Tâhâ suresinde tek kelime, ayrıca başına hitap belirten bir Ye harfi eklenmiş. Birleştirilen üç kelimede birer elif gizlenmiş. Elbette öyle de olur böyle de. Ama mushaflarda bu minik ayrıntının titizlikle korunduğunu görüyoruz.

bini'me -- nimet ile

Nimet kelimesi Kitabımızda 50 ayette geçiyor. Bu kelimelerin yaklaşık yarısı kapalı Te merbûta ile yazılmış, diğerlerinde ise son harf açık Te ile yazılmış. Okunuşunu ya da anlamını değiştirmeyen bu ayrıntı bile bütün mushaflarda korunuyor. Örnek olarak, kelimenin bi edatıyla kullanıldığı 10 ayete yakından bakalım:

bini'me #b=abiniEoma

"Ne önemi var, kâtiplerin tercihi" demek bu ayrıntıyı açıklamıyor. Çünkü tercih olsaydı yazıcıların kimisi şunu kimisi bunu seçerdi. Dikkatle incelersek şunu gözlüyoruz: Nimet kelimesinin iki farklı imlası var, ama 50 ayetin herbiri için hangi imlanın seçildiği keyfi değil, standart olmuş ve tedavüldeki her mushaf bu standarda uygun yazılmış. Özellikle, 273. sayfada Nahl suresinin ardışık iki ayetinde biri öyle biri böyle yazılmış. Yan yana iki ayette "kâtip hatası" olabilir mi?

Muhtelif Kur'an sitelerinden bu iki ayetin son 3-4 kelimesini bir tablo halinde topladım. Bütün görünüş (font ve renk) farkına rağmen, açık ve kapalı Te ayrıntısının söz konusu iki ayette muhafaza edildiğini açıkça görebilirsiniz.


71. ayette kapalı Te, 72. ayette normal Te

Standart dışı mushaflar yok mudur? Var ama ancak müzelerde ve kütüphanelerde bulunabilir. Mushaflar üzerinde derinleşmiş bir uzman olan Prof Tayyar Altıkulaç, "Mushaf metinlerinde imla dışında bir farklılık olmadığını, dünyanın her yerinde aynı metnin okunduğunu" vurguluyor. Yani eski yazmalarda gözlenen farklar kıraati ve mânâyı değiştirmiyor. Bu yazmalara erişemiyorsanız, harf farkı şöyle dursun, (hemzeler dışında) farklı bir imla bile bulamazsınız. Tahrifte ittifak olmaz: Her konuda ihtilaf çıkartan bu kadar millet ve cemaat aynı metinde anlaştıysa elbette vahiyle gelen mesaj bu olmalı. Tahrifat olsaydı sayısız muhtelif metinler ortada dolaşıyor olurdu.


Referans