Salı, Kasım 22, 2005

"Bir beyaz lerze, bir dumanlı uçuş"

kar
Kar erken geldi. Kimi zaman lapa lapa, kimi zaman usul ve sakin ama hep çok etkileyici bir akış, bir incelik, bir beyazlık gördük dün... İnsanın bakmaya doyamadığı manzaralardan. Denize bakmak gibi. Halbuki daha ne olmuştu, "eyyam-ı bâhûr", o en sıcak günler geçeli beri?

Kar varsa akla illâ ki Cenap Şehabettin'in Kış Ezgileri gelir:

Elhân-ı Şitâ
Bir beyaz lerze, bir dumanlı uçuş,
Eşini gayb eyleyen bir kuş
Gibi kar
Geçen eyyâm-ı nevbaharı arar.
Ey kulûbün sürûd-i şeydâsı,
Ey kebûterlerin neşideleri,
O baharın bu işte ferdâsı
Kapladı bir derin sükûta yeri
Karlar
Ki hamûşâne dem-be-dem ağlar.

diye devam eden...

Peki, düşünsek acaba Kerim Kitab'ımızda "yaz" ve "kış" kelimelerinin birlikte geçtiği ayet hangisi?

106:2 îlâfihim rihleteş-şitâi ves-sayf
Kış ve yaz seferlerinde faydalandıkları anlaşmaların kadrini bilmiş olmak için

Bu ayetle Mekke'nin hakimleri olan Kureyş kabilesine, elde ettikleri ilginç ticari üstünlük hatırlatılıyor. Hiçbir ziraate uygun olmayan o bölgeye insanlar öyle alıştırılıyor ve öyle anlaşmalar yapılıyor ki, yaz ve kış kervanlarının bereketi ile, Kureyş oturduğu yerde her türlü zenginliğin sahibi oluveriyor.

Ne ilginç.

îlâf: alışma, anlaşma, uzlaşma (bk. 8:63)
rihle: yolculuk, sefer
şitâ: kış
sayf: yaz
sayfiye: yazlık

Şiirin sonu da ilginç:

Karlar, bütün elhânı mezâmîr-i sükûtun,
Karlar, bütün ezhârı riyâz-ı melekûtun.
Dök hâk-i siyâh üstüne, ey dest-i semâ dök.
Ey dest-i semâ, dest-i kerem, dest-i şitâ dök:
Ezhâr-ı bahârın yerine berf-i sefîdi;
Elhân-ı tuyûrun yerine samt-ı ümîdi.

Türkçesine bakalım, kelimeleri biraz değiştirerek:

Karlar, sessizlik türkülerinin ezgileri
Karlar, melekût bahçelerinin çizgileri
Dök kara toprak üstüne, ey Mennân Eli dök
Ey Rahmet Eli, İkrâm Eli, İhsân Eli dök:
Bahar çiçekleri yerine kar renksizliğini
Kuş cıvıltıları yerine umut sessizliğini