Bu vaad çoğu zaman alaycı bir şekilde hafife alındığı için, olayın ciddiyeti farklı kelimelerle vurgulanmış. Azabın asıl sebebi olan seyyiâtu "kötülükler" kelimesi 4 ayette 5 kere geçiyor:
![]() |
https://okuyun.github.io/Kuran/#b=say~i_#aAtu |
Söz konusu dört ayetin üçünde aynı ifade:
Alay ettikleri şey kendilerini kuşatmıştır.Nahl sûresinde şu haberi okuyoruz:
(16:33) Kendilerine meleklerin gelmesini veya Rabbinin (azap) emrinin gelmesini mi bekliyorlar! Öncekiler de böyle yapmışlardı. Allah onlara zulmetmedi, fakat onlar kendilerine zulmediyorlardı. (34) (Sonunda) işledikleri kötülükler başlarına yıkılmış, alay ettikleri şey kendilerini kuşatmıştır.
feasâbehum seyyiâtu mâ ‘amilû
Zumer sûresinde başka bir bağlamda benzeri ayetler:
(39:47) Yeryüzünde ne varsa hepsi ve onunla birlikte bir benzeri daha o zalimlerin olsaydı, kıyamet gününde azabın kötülüğünden (kurtulmak için) elbette onu feda ederlerdi. (O gün) onlar için, Allah tarafından hiç hesaba katmadıkları şeyler ortaya çıkmıştır. (48) (Sonunda) kazandıkları kötülükler açığa çıkmış, alay ettikleri şey kendilerini kuşatmıştır.
vebedâ lehum seyyiâtu mâ kesebû
(39:51) (Sonunda) kazandıkları kötülükler başlarına yıkıldı. O zulmedenlerin de kazandıkları kötülükler başlarına geçecektir, (Allah’ı) asla aciz bırakamazlar.
feasâbehum seyyiâtu mâ kesebû
Casiye sûresinde aynı kelimeler bir daha:
(45:32) "Allah'ın vaadi gerçektir, kıyâmetin geleceğinde şüphe yoktur" dendiğinde "Kıyamet nedir bilmiyoruz, bir zandan ibâret sanıyoruz, bu hususta kesin bir bilgimiz yok" demiştiniz. (33) (Sonunda) işledikleri kötülükler açığa çıkmış, alay ettikleri şey kendilerini kuşatmıştır.
vebedâ lehum seyyiâtu mâ ‘amilû
Konuyu başlatan Ercan Öztemel'e ve benzerliği gösteren Nuray Özbay'a teşekkürler...