Pazartesi, Temmuz 29, 2024

Mushaflarda farklar var!

Yüce Kitâbımızın korunmuşluğu, 1976'da onu ilk defa ciddi okumaya başladığım zaman ilgimi çekmişti. 2004 sonunda açtığım bu blogun adında korunmuşluğu yansıttım, lakin ilk yazılar  gençlere vaaz tadında idi, korunmuşluk hiç konu olmadı. 40 yıl boyunca, üstünde fazla düşünmeden kabul ettiğim bir söylem olarak kaldı: "Kitabımızın bir harfi bile değişmemiştir."

Uzaktan hatim ve bir hakikat
2016 Ramazan (Haziran) ayında, TV başında farklı bir hatim tamamladım: Mekke'den yayınlanan teravih namazını, elimdeki Diyanet mushafından kelime kelime takip ettim. Ramazan boyunca, namaz içinde okunanla yazılı metin arasında bir harf farkı çıkmadı. Nerdeyse her gece kıraat hatası yapıldı ve hemen geri dönüp düzeltildi. Belki çoğunluk bu hataları fark etmedi ama binlerce kişi hafızadan, bir o kadar da mushaftan takip eden küçük bir azınlığın duyduğu hatanın düzeltilmesi gerekiyordu.

2017 Ramazan ayında bu hatmi tekrarladım, bu sefer elimde Medine mushafı vardı. Burada edindiğim izlenimleri yazıya dökmüştüm:
600 sayfalık bir metnin 1400 sene boyunca tahriflerden korunmuş olması hakikaten olağan üstü... Bunu sağlayan belki de en önemli mekanizma, Kerim Kitab'ın her Ramazan'da baştan sona ayakta, teravih namazı içinde okunması. İslam dünyasının hemen her yerinde teravih namazı her gece bir cüz okuyarak hatim ile kılınır. Bir ay boyunca belki yüz bin camide  milyonlarca insan aynı metni ayakta dinleyerek Allah'ı tazim ediyor, rüku ve secdelerle kulluklarını hatırlıyor.  En küçük bir hata bu okuma sırasında düzeltiliyor.
/2017/06/tahriflerden-korunma-yontemi.html

Çok sayıda küçük imla farklarına rağmen, Medine'de ve İstanbul'da okunan sözlü metin aynı idi. Daha sonra, Tahran'da da aynı metnin okunduğunu web sayfalarında teyid ettim. Demek hakikaten "bütün İslam dünyası" aynı metni okuyordu. Hiçbir konuda anlaşamayan Arap, Acem ve Türk milletleri, Kur'ân metni konusunda tam bir mutabakat sağlamışlar.

Kûfî yazı -- noktasız ve harekesiz

İSAM'da bir sunum
Bir ay sonra İslam Araştırmaları Merkezi'nde, rahmetli Dekan Raşit Küçük Hocamızın davetlisi olarak, doktora öğrencilerine bir sunum yaptım: Kur'an Fihristi. Sunum biraz ilgi çekti ama bir tane bile yapıcı soru ya da yorum gelmedi. Şimdi geriye bakınca, o sunumda Ku'ran yazılımı için düşünebildiğim bütün özelliklerin üç yıl sonra Iqra yazılımında uygulandığını memnuniyetle görüyorum.

Sunumdan sonra, yan binada 29 Mayıs Üniversitesinde Rektör İbrahim Kafi Dönmez'e uğradım. Aklımdaki yazılım fikirlerini ilgiyle dinledi. Sonra konu "uzaktan hatim" gözlemine gelince, Dr Tayyar Altıkulaç'ı okumamı tavsiye etti. "Eski mushafları inceledi ve aralarındaki farkları bularak yayınladı." Mushaflar arasında fark mı vardı? Nasıl olur? Hocaya içerledim doğrusu!

Altıkulaç konuşuyor -- hayal kırıklığı
2021 başında, aşağıda tanıtımı olan konuşmayı dinledim. Pandeminin ortasına denk geldiği için evden izlediğim bu konuşma benim için tam bir hayal kırıklığı oldu, Altıkulaç'a da içerledim! Hocanın benden en az 30 yıl ileride olduğunu, hayatını Kitâbın korunmuşluğuna adadığını çok sonra öğrenecektim!

22 Ocak 2021 Zoom Konferansı
FSMVÜ İslam Sanatları Merkezi

Altıkulaç, "Erken dönem" (hicretten sonraki 130 yıl) mushaflardan birkaç tanesini incelediğini ve hepsinin Hz Osman'dan sonra yazıldığını söyledi. Nasıl olur, Topkapı Sarayındaki kanlı mushaf bizzat onun el yazısı değil miydi? Değilmiş...

Daha fazlasını da söyledi: "Hz Osman'ın aslından çoğaltarak 5 önemli merkeze gönderdiği mushaflar arasında 44 adet harf farkı olduğu eskiden beri biliniyor." Hani bir harfi bile değişmemişti? Değişmemiş ama farklar varmış. Nasıl olur?

Konuşmanın kaydına şu linkten erişebilirsiniz:
Söz konusu farklar 27:30 dakikada (1650s)

Zoom üstünden öfkeli bir soru 
Konuşma bitmeden Zoom üstünden öfkeli bir soru yönelttim:
Farklı nüshalar varsa nasıl olmuş da Medine'de ve İstanbul'da aynı şekilde okunuyor? Her konuda ihtilafa düşen ümmet mushafta nasıl anlaşmış?
Bunun yanlış bir soru olduğunu ancak dün fark ettim!

Eski rektörümüz Zafer Gül daha gerçekçi bir yaklaşımla, konuşma sırasında aldığı notları özetledi:

Üstüne tıklayınca mektup daha net okunabilir

SEKAM'da bir sunum
Bu sırada Iqra yazılımını epeyce geliştirmiş ve korunmuşluk örneklerini bulmak için kullanmaya başlamıştım. Sosyal Ekonomik ve Kültürel Araştırmalar Merkezi başkanı Burhanettin Can bu konuda bir sunum istedi. Sunum 2022 Mart ayında gerçekleşti: Korunmuş Kitap
Sebebi hakkında en küçük bir yorum yapmaksızın, ufacık ayrıntıların bile mushaflarda korunduğunu örneklerle anlattım. Mesela Lafza-i celal ile birlikte olan 3 besmelede elif gizleniyor, rabb kelimesi ile birlikte olan 4 ayette elif yazılıyor. Bütün mushaflarda bu ayrıntı korunmuş.
bismi
bismi

Sunumu gönderdiğim İbrahim Kafi Dönmez, telefonla aradı ve 5 sene önceki tavsiyesini tekrarladı: "Altıkulaç'ın çalışmalarını okumalısınız."

Bir kitap: Mesâhif-i Kadîme
2024 yaz aylarında Altıkulaç'ın baş eseri Mesâhif-i Kadîme'yi okuyunca imla meselesini biraz anladım: Kur'ân-ı Kerîm çok sayıda farklı şekillerde okunabiliyor ve ilk mushafların imlasındaki küçük farklar kaydedilmiş. Esas olarak sözle nakledildiği için, kıraat farkları bütün ayrıntıları ile bilinmekte, lakin imla farklarında belirsizlik var. Çünkü Kur'an hafızalarda korunmuş ama Osmanî mushaflar korunmamış.

Kıraat ve imla farklarını anlayınca, yazılıma iki sayfa ekledim. Bu sayfalarda, ilgili ayetler Iqra yazılımda gösterilir ya da farklı kıraatleri Corpus Coranicum sitesinde açılır.
Kitabın ulaştığı sonucu yazılı ve sözlü olarak kaydedelim:
Kitabın önemli sonucu 27. sayfada


Altay Cem Meriç bu sonucu okuyor

Dikkatli bir okuyucu şunu sorabilir: "Bir harfi bile değişmemiş diyordunuz, şimdi 44 harf farkı nereden çıktı?" Bu sorunun güzel bir cevabı var:

Parlak bir mucize
Yüzlerce ayetin farklı kıraatleri olduğunu öteden beri biliyordum. Az sayıda bazı ayetlerin farklı şekilde yazıldığını bu vesile ile öğrendim. Bu durumda Kuran'ın korunmuşluğu, hiç fark olmamasından daha parlak bir mucize haline geldi. Hz Osman devrinde yaygın olan kıraat ve imla farkları, mushaf baskısının halka indiği 20. yüzyılda pratik olarak ortadan kalkmış. Dünyanın ezici bir çoğunluğunda, Asım/Hafs kıraatini esas alan, tamamen aynı okunan iki farklı imla var. Mushafların devlet kontrolünde basıldığı ülkelerde bundan farklı bir mushaf bulamazsınız!

Başka bir deyişle, korunmuşluğa ne zaman baktığınız önem kazanıyor. 20. yüzyılın sonunda fiilen bir tek mushaf ve sadece iki kıraat vardı. Hz Osman zamanında ise, kıraatte büyük bir varyasyon ile imlada küçük farklar olduğu biliniyor. Zaman içinde doğal olarak farkların artması beklenirken, yalnız bir ya da iki kıraatin dünyayı kaplaması insan eliyle mümkün görünmüyor. Asıl mucize bu bence... Bize öğretildiği gibi, "bir harfi bile değişmemiş" olsaydı yine şaşılacak bir durum olurdu. Bu kadar farka rağmen, asrımıza bir tek metnin yaygın olarak ulaşması hakikaten olağan dışı, hârikulâde!

Yeni yüzyılda, bilgi teknolojilerinin yaygınlaşması ile durum tekrar eskiye dönebilir. Bazı web sitelerinde şimdiden farklı kıraatler için alternatif mushaflar üretildiğini görüyorum. Bu değişim, "tek mushaf" hakikatini yavaş yavaş silebilir gibi görünüyor...

Amman'da bir kitapçıda bütün kıraatların ayrı mushafı var!
Hepsi 2010 sonrası -- daha önce farklı bir mushaf bulamazdık


Teşekkür
Hayatını Kitabımıza adayan Tayyar Altıkulaç'a,
Doğru yere yönlendiren İbrahim Kafi Dönmez'e,
FSMVÜ'de konuşmayı düzenleyen Betül Bilgin'e,
Kıraat farklarını gösteren Selçuk İdrisoğlu'na
gönülden teşekkürler...