Bizler sözüm söz diyenlerdeniz...
Söze söz verenlerden...
Tâ qalû belâ'dan beri...
Sözü sözden açtık ama, sözün kıymetini bildik mi bilemem.
Epeydir Yunus konuşmadı:
"Söz ola kese savaşı
Söz ola bitire başı
Söz ola ağulu aşı
Yağ ile bal ide bir söz"
Bugün biz susalım, o söylesin...
Bu kez boynu bükük bir Yunus var mısraların ardında. Gamlı. Çünkü âşık. Gidelim görelim, aşk onu neylemiş?
Ben yürürüm yâne yâne
Aşk boyadı beni kâne
Ne âkilem ne divâne
Gel gör beni aşk neyledi
Gâh eserim yeller gibi
Gâh tozarım yollar gibi
Gâh akarım seller gibi
Gel gör beni aşk neyledi
Ya elim al kaldır beni
Ya vaslına erdir beni
Çok ağlattın güldür beni
Gel gör beni aşk neyledi
Bu da Yusuf Has Hacip'tenmiş:
İnsan süsü yüzdür, yüzün süsü göz
Aklın süsü dildir, dilin süsü söz
Bu cihan cehennemi
Gene Yunus, gene sözler:
Sözünü bilen kişinin
Yüzünü ağ ede bir söz
Sözünü pişirip diyenin
İşini sağ ede bir söz
Söz ola kese savaşı
Söz ola kestire başı
Söz ola ağulu aşı
Balıla yağ ede bir söz
Kişi bile söz demini
Demeye sözün kemini
Bu cihan cehennemini
Sekiz uçmağ ede bir söz
Yarım hurma
Rasûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) ilk Cuma hutbesinde şöyle demiş:
"Yarım hurma ile de olsa kendinizi ateşten koruyun.
Bunu da bulamazsanız güzel bir sözle koruyun"
Bu hadisteki öğüdün ilk kısmını biliriz de, ikinci kısım duyulmaz. Meğer o dehşetli günde insanı ateşten koruyacaklardan biri de güzel sözmüş. Ne kadar mânidar.
Sözümüz hep güzel olsun.