Kitab'ın korunmuşluğuna üç örnek olarak, aynı şeyi söyleyen ayet çiftlerinde kullanılan farklı zamirlere bakalım. Bu amaç için, "o, onu, onun" anlamındaki iki zamiri tanımak yeterli:
hu -- müzekker (eril)
hâ -- müennes (dişil)
Mesela sahabeden söz ederken bu farkı gözeterek Hz Ebubekir için "radiyallahu 'anhu", Hz Aişe için "radiyallahu 'anhâ" deriz. Arada sadece bir elif farkı var.
İlk örneğimiz "sizi sularız, size içiririz" anlamındaki nusqîkum kelimesi, hayvanlardan aldığımız sütü anlatıyor. "Karınlarından" derken kullanılan zamirlerin biri müzekker butûnihi, diğeri müennes butûnihâ:
https://okuyun.github.io/Kuran/#b=nsqykm
İkinci örnek "öğüt" anlamına gelen tezkiratun. Kendisi müennes olan bu kelime, aslında Kur'an için kullanılıyor. Buna işaret eden zamir ise iki yerde müzekker innehû, iki yerde müennes hâzihî ("bu" anlamında işaret zamiri), bir yerde de müennes innehâ:
https://okuyun.github.io/Kuran/#b=ta*okirapN
Son olarak, Hz İsa'nın babasız yaratılışını hatırlatan iki ayette "üfledik" anlamında nefahnâ. Bu kelimeden sonra gelen zamirlerin biri müennes fîhâ, diğeri müzekker fîhi:
https://okuyun.github.io/Kuran/#b=nfxnA
Burada vurgulanan farkların, ayetin anlamını değiştirmediği çok açık. Peki neden böyle bir titizlik gerekiyor? Çünkü mesajın aslı öyle, harfler aslına uygun korunmuş.