Mutaffifîn suresi hakkaniyet duygusundan yoksun, bencil, tüm çifte standartçıların "vay hâline" diye başlamıştı. Okuduk ve üzerine düşündük. Rabbim bizi esirgesin, basîret ve ferâset versin.
Ardından surede, Allah'ın âyetlerine "esâtîrul-evvelîn" diyen, kalpleri pas bağlamış, ebedî rahmetten mahrum, haddi aşan nankörlere seslenilir.
Sonrasında ise sıra iyilere ve Rahman'a yaklaştırılanlara gelir. Onlar ki;
83:22. innel-ebrâra lefî na'îm
şüphesiz ebrâr (iyiler) naîm (bol nimet) içindeler
23. 'alel-erâiki yenzurûn
tahtlar üzerinde etrafı seyrederler
24. ta'rifu fî vucûhihim nadraten-na'îm
yüzlerinde o cennetin pırıltısını tanırsın
25. yusqavne min rahîqin mahtûm
onlara mühürlü hâlis rahîkten içirilir
Rahîk için "saf şarap, en eskisi, en hoşu" da denilmiş. Sâffât Sûresi'nde de bahsi geçen, neşesi ve lezzeti çok olan, sersemlik ve baş ağrıtma özelliği olmayan, içenlere lezzet veren içecek olarak tefsir edilmiş (37:46-47).
Bakalım, ebrârın bu içeceği nasılmış, onun için ne yapılırmış:
26. hitâmuhu misk
sonu misktir
Öyle güzel bir içecek ki, sonu tortu değil, misk. Tıpkı içenlerde keder ve sıkıntı değil, ancak sürûr ve neşe bıraktığı gibi.
vefî zâlike fel-yetenâfesil-mutenâfisûn
o halde yarışanlar bunun için yarışsın
Münâfese, başkasında görülen bir olgunluğa imrenip güzel şeylerde yarışmak demek. Haset gibi değil. Çünkü haset eden kemâle düşmandır ve karşısındakinin zarar görmesini, nimetinin yok olmasını ister. Buradaki yarışçı ise olgunluğa âşık, karşısındakinin daha da ileri gitmesini istiyor. Bizâtihî güzeliklere erişilmesi onu memnun ediyor.
27. vemizâcuhu min tesnîm
onun karışımı tesnîmdendir
28 'aynen yeşrabu bihel-muqarrebûn
o bir kaynaktır ki, ondan yakın kılınanlar (muqarrebûn) içerler
Demek "tesnîm", iyilerin rahîq içeceğine katılacak olan ama öte yandan da Allah'a yaklaştırılmış kulların katıksız içeceği cennet içkisi olacak.
Ne hoş... Rabbim bizi Tesnîm pınarına kavuşanlardan eylesin.