Çarşamba, Nisan 30, 2025

Kime hidayet ederse...

Peygamber Efendimiz (sas), hutbe için minbere çıktığında önce cemaate selâm verirdi. Allah'a hamd ve övgü sunarak hutbesine başlardı:
innel-hamde lillâh
nahmeduhû venesta'înuhû venesteğfiruh
veneûzu billâhi min şurûri enfusinâ 
vemin seyyiâti a'mâlinâ
men yehdihillâhu felâ mudille leh 
vemen yudlil felâ hâdiye leh ...

Hamd, Allah'a mahsustur. 
Ona hamdeder, Ondan yardım ve mağfiret dileriz.
Nefislerimizin şerlerinden ve
amellerimizin kötülüklerinden Allah'a sığınırız. 
Allah kime hidayet ederse onu saptıracak yoktur, 
kimi de saptırırsa ona hidayet edecek yoktur.

Hutbenin içindeki renkli ifade ayet mi acaba? İlk üç kelimeyi arayınca, Kitabımızda bu şekilde geçmediğini görüyoruz. İkinci kelimededen zamir hu'yu çıkartıp men yehdillâhu arayınca 4 ayet buluyor, hiçbiri tam olarak bu ifade değil:
İlk üçü oldukça farklı ama Zumer suresindeki benzer
https://okuyun.github.io/Kuran/#b=mn%20yhd%20Allh


Zumer suresindeki peşpeşe iki ayet, aynı hakikati farklı sırada ifade ediyor:

39:36 vemey-yudlilillâhu femâ lehû min hâd
kimi Allah şaşırtırsa ona hidayet edecek yoktur

39:37 vemey-yehdillâhu femâ lehû mim-mudil
kime Allah hidayet verirse onu şaşırtacak yoktur

En az üç web sayfasında bu ifade ayet olarak nitelenmiş

ChatGPT doğru cevabı ve ilgili üç ayeti buldu
https://chatgpt.com/share/681c767e-19d0-8001-834c-b05186f09c65



Pazartesi, Nisan 28, 2025

Alay ettikleri şey...

Yüce Kitabımızda defalarca tekrarlanan bir vaad: Hesap gününde herkes kendi yaptığını bulacak. Dünya hayatında birisine yardım ettiyse orada yardım görecek, zulmettiyse aynısı ona yapılacak. Bu elbette zulüm değil, özlediğimiz ve muhtaç olduğumuz adaletin ta kendisi!

Bu vaad çoğu zaman alaycı bir şekilde hafife alındığı için, olayın ciddiyeti farklı kelimelerle vurgulanmış. Azabın asıl sebebi olan seyyiâtu "kötülükler" kelimesi 4 ayette 5 kere geçiyor:

https://okuyun.github.io/Kuran/#b=say~i_#aAtu

Söz konusu dört ayetin üçünde aynı ifade:
Alay ettikleri şey kendilerini kuşatmıştır.


Nahl sûresinde şu haberi okuyoruz:
(16:33) Kendilerine meleklerin gelmesini veya Rabbinin (azap) emrinin gelmesini mi bekliyorlar! Öncekiler de böyle yapmışlardı. Allah onlara zulmetmedi, fakat onlar kendilerine zulmediyorlardı. (34) (Sonunda) işledikleri kötülükler başlarına yıkılmış, alay ettikleri şey kendilerini kuşatmıştır.
feasâbehum seyyiâtu mâ ‘amilû


Zumer sûresinde başka bir bağlamda benzeri ayetler:
(39:47) Yeryüzünde ne varsa hepsi ve onunla birlikte bir benzeri daha o zalimlerin olsaydı, kıyamet gününde azabın kötülüğünden (kurtulmak için) elbette onu feda ederlerdi. (O gün) onlar için, Allah tarafından hiç hesaba katmadıkları şeyler ortaya çıkmıştır. (48) (Sonunda) kazandıkları kötülükler açığa çıkmış, alay ettikleri şey kendilerini kuşatmıştır.
vebedâ lehum seyyiâtu mâ kesebû

(39:51) (Sonunda) kazandıkları kötülükler başlarına yıkıldı. O zulmedenlerin de kazandıkları kötülükler başlarına geçecektir, (Allah’ı) asla aciz bırakamazlar.
feasâbehum seyyiâtu mâ kesebû


Casiye sûresinde aynı kelimeler bir daha:
(45:32) "Allah'ın vaadi gerçektir, kıyâmetin geleceğinde şüphe yoktur" dendiğinde "Kıyamet nedir bilmiyoruz, bir zandan ibâret sanıyoruz, bu hususta kesin bir bilgimiz yok" demiştiniz. (33) (Sonunda) işledikleri kötülükler açığa çıkmış, alay ettikleri şey kendilerini kuşatmıştır.
vebedâ lehum seyyiâtu mâ ‘amilû


Konuyu başlatan Ercan Öztemel'e ve benzerliği gösteren Nuray Özbay'a teşekkürler...