izâ zulziletil-ardu  zilzâlehâ 
yer sarsıldıkça sarsıldığı zaman 
veahrecetil-ardu esqâlehâ 
yeryüzü  ağırlıklarını çıkardığı zaman 
veqâlel-insânu mâ lehâ 
insanın "buna ne  oluyor?" dediği zaman 
İlk üç ayet, kıyametin dehşetli sarsıntısını  anlatıyor.
Yasin (36:51-54) sûresinde ayrıntıları  var.  
Burada bahsedilen ağırlıklar, asırlarca yere gömülmüş
cesetler olabilir.  O gün yer hepsini çıkartacak.
yevmeizin  tuhaddisu ahbârehâ 
o gün, yer kendi haberlerini anlatır 
bienne rabbeke  evhâ lehâ 
Rabbinin ona vahyetmesiyle 
Yer nasıl konuşur ki?   Herşeyi konuşturan Allah bilir. (41:21)
Belki de bu konuşma, televizyonun  konuşması gibidir.
yevmeizin yasdurun-nâsu eştâten liyurev a'mâlehum 
o gün insanlar  işlerinin gösterilmesi için bölük bölük dönerler 
Bu en önemli ayet:  Sudûr, "dönmek" anlamında. 
İnsanlar bölük bölük dönerler, nereye ve ne için?
Rablerine dönerler, tek  tek hesaba çekilmek için.
Yaptıkları işlerin  kendilerine gösterilmesi için.
Artık sınav bitmiş, kağıtları görüp not alma zamanı.
femen ya'mel misqâle zerretin hayran yerah 
kim zerre kadar iyilik yapmışsa onu görür 
vemen ya'mel  misqâle zerretin şerran yerah 
kim zerre kadar kötülük yapmışsa onu görür 
Ferdi hesabın ilk bölümü amellerin gösterilmesi.
Sonra bunun değerlendirilmesi gelecek.
Sadece O'nun  bildiği niyetlere göre değerlendirme.
Ve gufrân var, bazı kötülüklerin "hiç  yokmuş gibi" silinmesi.
Rabbim hesabımızı kolaylaştırsın, imtihanı  değil.
KUR'AN-I KERİM:  EN ÇOK OKUNAN, EN ÇOK YAZILAN, EN ÇOK EZBERLENEN, ... 
DÜNYANIN HER YERİNDE ÇAĞLAR BOYU HEP AYNI KALMIŞ REHBER KİTAP
Cuma, Eylül 30, 2005
Cuma, Eylül 23, 2005
Gerektiği Gibi Sakının
Âl-i 'Imrân suresinde üç ayet var ki, herkesin ezbere bilmesi  gerek.
102. yâ eyyuhellezîne âmenû
ey imana ermiş olanlar
ittequllâhe haqqa tuqâtih
Allah'tan, sakınılması gerektiği gibi sakının
velâ temûtunne illâ veentum muslimûn
ve ancak müslüman olarak can verin
Yani, hep islam ve teslimiyet şuurunda yaşayın.
Ölüm sizi islamın dışında, isyan halinde bulmasın.
104. veltekun minkum ummetun yed'ûne ilel-hayr
sizden bir ümmet (topluluk) olsun ki hayra çağırsın,
veye°murûne bil-ma'rûfi veyenhevne 'anil-munker
doğruyu emretsin, eğriden alıkoysun
veulâike humul-muflihûn
başarıya erişenler onlardır
Hitap iman edenlere olduğu halde, onların içinde felâhı bulan
bir topluluk olmalıymış: hayra çağıran, emri-marûf yapan.
Fakat emri-marûf kendisi emretmek, tahakküm etmek değil.
Yüce Makamın emrini hatırlatıp tavsiye etmek.
Emre uyup uymamak dinleyenin sorumluluğu.
110. kuntum hayra ummetin uhricet linnâsi
siz, insanlar için çıkarılan, hayırlı bir ümmetsiniz,
te°murûne bil-ma'rûfi vetenhevne 'anil-munkeri
doğruyu emreder, eğriden alıkoyar
vetu°minûne billâh
ve Allah'a inanırsınız
O topluluktan olmak ne iyi...
102. yâ eyyuhellezîne âmenû
ey imana ermiş olanlar
ittequllâhe haqqa tuqâtih
Allah'tan, sakınılması gerektiği gibi sakının
velâ temûtunne illâ veentum muslimûn
ve ancak müslüman olarak can verin
Yani, hep islam ve teslimiyet şuurunda yaşayın.
Ölüm sizi islamın dışında, isyan halinde bulmasın.
104. veltekun minkum ummetun yed'ûne ilel-hayr
sizden bir ümmet (topluluk) olsun ki hayra çağırsın,
veye°murûne bil-ma'rûfi veyenhevne 'anil-munker
doğruyu emretsin, eğriden alıkoysun
veulâike humul-muflihûn
başarıya erişenler onlardır
Hitap iman edenlere olduğu halde, onların içinde felâhı bulan
bir topluluk olmalıymış: hayra çağıran, emri-marûf yapan.
Fakat emri-marûf kendisi emretmek, tahakküm etmek değil.
Yüce Makamın emrini hatırlatıp tavsiye etmek.
Emre uyup uymamak dinleyenin sorumluluğu.
110. kuntum hayra ummetin uhricet linnâsi
siz, insanlar için çıkarılan, hayırlı bir ümmetsiniz,
te°murûne bil-ma'rûfi vetenhevne 'anil-munkeri
doğruyu emreder, eğriden alıkoyar
vetu°minûne billâh
ve Allah'a inanırsınız
O topluluktan olmak ne iyi...
Cuma, Eylül 16, 2005
Dua edin ki...
Evvelki Cuma günü Medine'de idik.  Sabah namazı imsaktan 15 dakika sonra, saat 5 civarında kılınıyor.  Camiye akın  saat 4 olmadan başlıyor. İki rekat namaz 25 dakika sürdü, normal bir teravih  süresi kadar. Secde ve İnsan sureleri okundu, ilk rekat içinde  fazladan bir secde ile.Saat 11'e doğru Cuma namazı için tekrar akın başladı.
Yeşil Kubbe'ye yakın bir yerde oturup bekliyoruz.
12:20'de ilk ezan, 20 dakika sonra ikinci çağrı.
Hutbe başladı:
el-hamdu lillâh
el-hamdu lillâhil-gafûrit-tevvâb
(acaba neden bu isimlerle başladı?)
40:60 veqâle rabbukumud'ûnî estecib lekum
Rabbiniz dedi: "Bana dua edin ki karşılık vereyim"
66:8 tûbû ilallâhi tevbeten nasûhâ
Nasûh tevbe ile Allah'a dönün
30:50 fenzur ilâ âsâri rahmetillâh
Allah'ın rahmetinin eserlerine bak,
keyfe yuhyil-arda ba'de mevtihâ
nasıl canlandırıyor yeri, ölümünden sonra
inne zâlike lemuhyil-mevtâ vehuve 'alâ kulli şeyin qadîr
şüphesiz ki O ölüleri de diriltecektir, O her şeye kadirdir
Ayetler ve hadisler birbirini kovalıyor.
Ayetleri tanıdıkça eski bir arkadaş görmüş gibi seviniyorum:
9:112, 25:70, 9:117, 7:143
Birinci hutbe tekrar 66:8'nin sonuna kadar okunması ile tamamlandı.
İkinci hutbe daha kısa, ama konu aynı. Son ayet de tanıdık:
innallâhe ye-muru bil-'adli vel-ihsâni veîtâi zil-qurbâ
16:90 Allah adaleti, ihsanı ve yakınlara vermeyi emreder
Cuma namazı ise nisbeten kısa: A'lâ ve İhlas sureleri.
Cuma, Eylül 09, 2005
Temizlenmek
Bugün A'lâ suresinden iki ayete dikkatimizi çekmek  isterim:
  qad efleha men tezekkâ
Temizlenen kimse gerçekten kurtuluşa ermiştir,
  vezekeresme rabbihî fesallâ
  Rabbinin ismini zikredip, namaz kılan da...
  "Temizlenmek" fiiline dikkat etmeli. Nelerden temizlenmeli? Günahlardan,  kötü huylardan, zararlı alışkanlıklardan, zulmetmekten -gayrıya ya da  kendimize-...
Cuma, Eylül 02, 2005
Gönülden Bağlılıkla
Vitr namazlarında okuyageldiğimiz kunut dualarının anlamını kelime kelime öğrendik. 
qanete: ihlasla itaat etmek, devamlılık ve sebatla emirlere uymak
qunût: (Allah'a) itaat, uzun dua anlamına geliyordu.
Peki, kelime olarak qanete Kerim Kitab'ımızda nasıl geçiyor?
hâfizû 'alessalavâti vessalâtil-vustâ
2:238. Namazlara ve orta namaza devam edin,
veqûmû lillâhi qânitîn
qânitîn olarak Allah'ın huzuruna durun.
Bu kökten türetilen qânitîn kelimesi "kullukta ihlasla, tam teslimiyetle, gönülden boyun eğerek sebat gösterenler" anlamında.
Ayrıca, bu kelimenin sadece kendisine kulluk bilinci ihsan edilmiş insanoğlu ile sınırlı olmadığını görüyoruz:
velehu men fissemâvâti vel-ard
30:26. Göklerde ve yerde bulunanlar O'nundur.
kullun lehu qânitûn
Hepsi O'na boyun eğmektedir
Allah-u Teâlâ'nın Hz. Meryem'e hitabını da öğreniyoruz:
yâ meryemuqnutî lirabbiki
3:43. Ey Meryem, Rabbine qânit ol,
vescudî verke'î me'arrâki'în
secdeye kapan ve rukû edenlerle birlikte rukû et.
qanete: ihlasla itaat etmek, devamlılık ve sebatla emirlere uymak
qunût: (Allah'a) itaat, uzun dua anlamına geliyordu.
Peki, kelime olarak qanete Kerim Kitab'ımızda nasıl geçiyor?
hâfizû 'alessalavâti vessalâtil-vustâ
2:238. Namazlara ve orta namaza devam edin,
veqûmû lillâhi qânitîn
qânitîn olarak Allah'ın huzuruna durun.
Bu kökten türetilen qânitîn kelimesi "kullukta ihlasla, tam teslimiyetle, gönülden boyun eğerek sebat gösterenler" anlamında.
Ayrıca, bu kelimenin sadece kendisine kulluk bilinci ihsan edilmiş insanoğlu ile sınırlı olmadığını görüyoruz:
velehu men fissemâvâti vel-ard
30:26. Göklerde ve yerde bulunanlar O'nundur.
kullun lehu qânitûn
Hepsi O'na boyun eğmektedir
Allah-u Teâlâ'nın Hz. Meryem'e hitabını da öğreniyoruz:
yâ meryemuqnutî lirabbiki
3:43. Ey Meryem, Rabbine qânit ol,
vescudî verke'î me'arrâki'în
secdeye kapan ve rukû edenlerle birlikte rukû et.
Kaydol:
Yorumlar (Atom)