Peygamber Efendimizin (salât ve selâm ona) şu üç özelliği, birbirine çok benzeyen ayetlerde vurgulanmış:
- yetlû -- Allah'ın ayetlerini okuyan
(hem Kitabın, hem tabiatın ayetleri) - yuzekkiy -- inananları arındıran
(maddî, malî ve manevî temizlik) - yu'allimu -- Kitabı ve hikmeti öğreten
(evet, hikmet öğreten bir muallim)
Bu ayetlere yakından bakalım:
2:129 "Rabbimiz, soyumuz içinden onlara Senin mesajlarını iletecek, ilahî kelâmı ve hikmeti öğretecek ve onları arındıracak bir elçi çıkar."
Bakara suresinde, Hz İbrahim kendi neslinden bir elçi için dua ediyor, Rabbinden "ayetlerini okuyan, Kitabı ve hikmeti öğreten, arındıran bir peygamber" istiyor.
2:151 Nitekim size, mesajlarımı iletmesi, sizi arındırması, ilahî kelâmı ve hikmeti öğretmesi için içinizden bir elçi gönderdik.
2:151 Nitekim size, mesajlarımı iletmesi, sizi arındırması, ilahî kelâmı ve hikmeti öğretmesi için içinizden bir elçi gönderdik.
Üç sayfa ileride, Allah bu elçinin geldiğini bizzat haber verirken, Müslümanlara hitap ediyor, him/hum (onlar) yerine kum (siz) zamiri farklı.
3:164 (Allah) mesajlarını onlara iletmek, onları arındırmak ve onlara ilahî kelâmı ve hikmeti öğretmek için içlerinden bir elçi çıkararak müminlere lütufda bulunmuştur.
Âli İmran suresinde, önceden dalâlet içinde olan bir topluma böyle bir elçi gönderilmesinin nasıl bir lutuf olduğundan başlayıp, Uhud savaşından çıkan dersler anlatılıyor.
62:2 Kitap ile ilgisiz bir topluma, kendi içlerinden, Allah’ın mesajlarını aktaran, onları arındıran, ilahî kelâmı ve hikmeti öğreten bir elçi göndermiştir.
Cuma suresinde, benzer bir bağlamda, bu elçiyi gönderen Allah tesbih ediliyor.
Ufak farklarla 11 kelimenin ortak olduğu bu ayetlerin benzeşen kısımlarını bir tabloda gösterdim. Ayetler uzunca olduğu için bir satıra sığmıyor, yukarıdan aşağıya doğru okuyun:
Tabloda renk koduyla gösterdiğim gibi:
- Her ayetin ilk kelimesi farklı
- Her ayette farklı bir kelime var
- Ayetlerin devamı da farklı
Farklı kelimelere tablodaki sıra ile bakalım:
- yuzekkiyhim kelimesi sona kaymış
- be’aśe yerine ersele (ikisi de göndermek)
- minhum yerine min enfusihim (kendilerinden)
- fîhim yerine fil-ummiyyîne (ümmiler içinde)
![]() |
| Kelimelerin aslı -- harekesiz |
Ayetlerin devamında benzerlik
Bu dört ayetin sonlarına bakınca başka benzerlikler görüyoruz:
2:129 inneke entel-’azîzul-hakîm ifadesi 4 ayette daha geçiyor.
Bunlardan biri, Hz İsa'nın henüz söylenmemiş duası.
2:151 mâ lem tekûnû ta’lemûn yine Bakara suresinde okuyoruz.
3:164 ve 62:2 ve-in kânû min kablu lefî dalâlin mubîn yalnız bu iki ayette geçiyor;
fî dalâlin mubîn ifadesi ise 18 ayetin son kelimeleri olmuş.
Iqra yazılımında ayetleri bulmak
Bu ayetleri Iqra yazılımında bulup göstermek için iki yol var: kelimeleri arayan Rehber ve kelime köklerini arayan Mucem.
![]() |
| Rehber'de veyuzekkiy arayınca hepsi birden çıkıyor -- Yeşiller aranan kelime, sarılar hepsinde ortak bir parça |
![]() |
| Mucem'de tlw ile zkw köklerini birlikte arayalım -- İlk üç ayetin Kitap'taki yeri: 19, 22 ve 60. sayfalar |
Seçilmiş konularda bu ayetleri işaretleyen bir link:



