Çarşamba, Mayıs 03, 2006

Toprağı nasıl görürüm?

41:39 vemin âyâtihî
O'nun ayetlerindendir
enneke terel-arda hâşi'aten
Sen toprağı boynu bükük görürsün
feizâ enzelnâ 'aleyhel-mâe
onun üzerine su indirdiğimiz zaman
(i)htezzet verebet
titrer ve büyür.
Şüphesiz ona can veren, elbette ölülere de hayat verir.
Gerçekten O, her şeye kadirdir.


Birkaç yönlü anlamlar sezinliyor insan, bu kerîm âyetten... Öncelikle Cenab-ı Hak'kın ölüleri nasıl dirilteceği insanın aklına yakınlaşsın diye, "kupkuru topraktan su ile yeşeren hayat" misâli veriliyor. Görebilen gözlere nice ibret taşıyor, bu teşbih.

İkincisi, toprak için kullanılan "boynu bükük" sıfatı enteresan. Demek, boynu bükülen sadece insanoğlu değilmiş. Toprağın boynunun bükülmesi neden peki? Susuzluktan. Su inmezse üstüne, elinden ne gelsin? Bir başına ne yapsın? Su inecek ki, ondan elvan elvan çiçekler yetişsin, taptaze sürgünler uzansın, bereketli ekinler yeşersin. Su inecek ki, yeryüzü coşsun. Herşey O'nun takdirinde. Buradan alacağımız bir ders de belki şu: Hiçbir şey olamıyorsak, bari toprak gibi olalım da, O'nun rahmetini tevazu ile, umut ile her daim bekleyelim.

Ayrıca, sadece "boynu bükük" sıfatı değil, "titreyip büyümek" fiili ile de toprağın insana benzetildiğine dikkat edelim.

"Toprak" denyince Aşık Veysel'i unutmadan geçmemeli:

Dost dost diye nicesine sarıldım
Benim sadık yârim kara topraktır.
Beyhude dolandım boşa yoruldum
Benim sadık yârim kara topraktır.

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home