Pazar, Ocak 29, 2006

Nasıl hüküm veriyorsunuz?

Kalem suresinin ikinci bölümü sorularla başlıyor.

Tefsirlerde nakledildiğine göre zenginlik ve refah içinde yaşayan müşrikler, müminlere karşı şöyle akıl yürütüyorlar: "Madem biz bu dünyada sizden daha iyi durumdayız, demek -varsa bir öteki dünya- orda da öyle olacağız(!)"

Allah Teâlâ ise onlara soruyor:

68:36 Size ne oluyor? (Bilginiz olmayan ahiret hakkında) nasıl hüküm ver(ebil)iyorsunuz?
37-38. Yoksa içinde, beğendiğiniz şeyler sizindir (diye yazan), size mahsûs bir kitap var da ondan mı okuyorsunuz?
39. Yahut hükmettiğiniz şeyler sizindir diye üzerimizde sizin lehinize (verilmiş) kıyamete kadar sürecek yeminler mi var?

Yerinde ve doğru sorular sormak önemli bir şey. Hatta belki cevaplardan evvel soru sahibi olmalı insan. Sorular zihni harekete geçiriyor. Sorular insanı uyandırıyor. Sorular arayışı başlatıyor.

O soruların muhatabı inkarcılar bu dünyada sağ-salim iken bir türlü secde etmeye yanaşmıyorlar. Hakikat perdesinin açıldığı o günde de zelîl ve etekleri tutuşmuş bir halde olacaklar da, artık orada güçleri secde etmeye hiç yetmeyecek.

Ardından o inkârcılara karşı Rasulullah'a (salât ve selam ona) tavsiye geliyor: Sabır. Çünkü o "balık sahibi" gibi hiçbir zaman ümitsizliğe düşmeden vazifesini yapmalı ve yaptı da. Gerçi o salih peygamber Yunus'a (selam ona) da Rabbimizin nimetleri yetişiyor, önce tevbe ediyor, sonra tevbesi kabul ediliyor.

Rasulullah'ın sabredeceği kişiler ise Kur'an'ı işittikleri vakit nerdeyse gözleriyle onu yere yıkacak kadar kötü gözlerle bakıyorlar. Halbuki, Kur'an,

68:52 vemâ huve illâ zikrun lil-'âlemîn
o âlemler için ancak bir öğüt ve hatırlatmadır, başkası değil

İlk nâzil olan surelerde hep inkârcıların kibir özelliği vurgulandı. İnsanların öğüt almasını önleyen en önemli etken kalplerindeki kibir duygusu olmalı. O öyle bir duygu ki, kişiye kendi benliğinin sözünden başkasını dinletmiyor.

Allah bize doğruyu yanlıştan ayırdetme yeteneği versin, anlayışımızı artırsın, bizi sevdiği, razı olduğu kullar arasına dahil eylesin.

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home