Cuma, Aralık 30, 2005

"Buna güneş değmemiş"

Meyveler
Bazan bir ağacın aynı dalında yan yana iki meyve olur.
Biri kızarmış, tatlanmış, olmuş; diğeri yeşil, ekşi, ham.
Aynı tohumdan, aynı daldan olduğuna inanamazsınız.
Açıklaması da çok kolaydır: "Buna güneş değmemiş"
denir. Çünkü meyveyi olgunlaştıran güneştir.

İnsanları olgunlaştıran da vahiy güneşidir, şüphesiz.
O güneşten çok uzak olsak da, ondan bize pırıltılar
aksettiren aynalar var. En başta Rasûlullah SAV,
karanlık gecenin parlak mehtabı gibi nur saçıyor.
Arada başka parlak aynalar var, hepsi de aynı
güneşten aldığı hikmeti bize öğretiyor, anlatıyor.
Hikmetin içimize işlediği nisbette olgunlaşıyoruz.

2:269 yu-til-hikmete men yeşâ
(Allah) Hikmeti dilediğine verir.
vemen yu-tel-hikmete feqad ûtiye hayren kesîrâ
Kime hikmet verilmişse şüphesiz ona çokça hayır verilmiştir.
vemâ yezzekkeru illâ ulul-elbâb
Bundan ancak ulul-elbâb öğüt alır.

Metaforlar, benzetmeler bir yere kadar doğrudur.
Her iki metaforu da kendimize uygulayabiliriz.
Bir yandan kendimizi dalında olgunlaşan meyve
olarak görelim, hikmetlere gönlümüzü açalım.
Diğer taraftan da ayna olalım, başka meyveler
bizden akseden ışıkla olgunlaşsın.

Hikmet ışığından, vahiy güneşinden yararlanırken,
etrafımıza ışık vermeye, yansıtmaya çalışalım.

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home