Perşembe, Mart 02, 2006

Rahman'ın kullarından olmak

Bugün sabah namazında Furkan Suresinin sonu okundu.
Ne kadar etkili ayetler, ne kadar düşündürücü cümleler.

"Rahman'a secde edin" dendiğinde "Rahman da ne" demişler.
"Senin emrettiğine mi secde edeceğiz?"
Kibire ve nefrete bakın, "kim" bile demiyor, "Rahman ne" diyor.
İnananlar ise bunu duyunca hemen secdeye kapanıyor.

Sonra Rahman'ın yaratma özelliği anlatılıyor:
tebârekellezî ca'ale fis-semâi burûcen
25:61 ne yücedir O, gökte burçlar yapmış,
veca'ale fîhâ sirâcen veqameren munîrâ
bir lamba (güneş) ile nur saçan ay yapmış

vehuvellezî ca'alel-leyle ven-nehâre hilfeten
62. gece ile gündüzü birbiri ardınca getirmiş,
limen erâde ey-yezzekere ev erâde şukûrâ
öğüt almak veya şükretmek dileyenler için

Rahman'ın kullarına sıra geliyor, onların özellikleri sıralanıyor.
Önce terhib kısmı var, Cehennem ile korkutup Rahman'a hoş
gelmeyen ameller sayılıyor. Kat kat azaptan bahsediliyor.

Ancak tevbe kapısı hep açık:
illâ men tâbe veâmene ve'amile 'amelen sâlihan
70. tevbe eden, inanıp yararlı iş işleyenler hariç
feulâike yubeddilullâhu seyyiâtihim hasenât
Allah onların kötülüklerini iyiliklere çevirir.
Sadece affedip silmekle kalmıyor, bir de kötülükleri iyiliğe çeviriyor.

Sonra da tergib, Cennet ile müjdeleme.
76. Orada temellidirler. Orası ne güzel bir yer ve ne güzel durak

Nihayet surenin son ayeti: "Duanız olmasa Rabbim sizi ne yapsın." Bu da imtihan sırrı olmalı, kul darda kalacak ki halis dua edebilsin.

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home