Önceki Kayıtlar
- Bayramda felaha ermek
- Tavafa uzaktan bakış
- Kur'an bir, mushaf çok
- Mizan: denge ve tartı
- Kader Nasıl Anlaşılmalı?
- Hakikaten Korunmuş
- Neden Ayasofya?
- Selâm, Celâl, Ikrâm
- Muğlak bir ayet: Abdest
- Felsefeye İtiraz
Arşiv
- Kasım 2004
- Aralık 2004
- Ocak 2005
- Şubat 2005
- Mart 2005
- Nisan 2005
- Mayıs 2005
- Haziran 2005
- Temmuz 2005
- Ağustos 2005
- Eylül 2005
- Ekim 2005
- Kasım 2005
- Aralık 2005
- Ocak 2006
- Şubat 2006
- Mart 2006
- Nisan 2006
- Mayıs 2006
- Ağustos 2006
- Haziran 2017
- Mayıs 2018
- Ocak 2020
- Nisan 2020
- Ağustos 2020
- Eylül 2021
- Ekim 2021
- Kasım 2021
- Mayıs 2022
- Ocak 2023
- Eylül 2023
- Nisan 2024
Ülkelerin birinde çocuklar varmış. Sahil kenarına oynamaya çıkmışlar. Yalnız, vakitleri pek darmış. Etrafsa pek parlak camlar, mücevherlerle dolu... Kimileri habire ceplerine yerdeki değersiz cam parçaları ve çakıl taşlarından dolduruyormuş. Halbuki orada herkese yetecek kadar elmaslar, inciler, zümrütler durmaktaymış. "Oyun bitti!" sesini duymadan, yüzümüzü kıymetli ve kalıcı olana çevirmeye, doldurabileceğimiz kadar mücevheri aramaya ne dersiniz?